İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu İstanbul'da 6,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından yaşananlara ilişkin bilgi verdi.
AFAD Kriz Merkezi'nde açıklama yapan bakanlar, kendi alanlarıyla ilgili yapılan çalışmalara ilişkin bilgi aktardı.
Hasdal'daki İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nde kurulan kriz merkezindeki değerlendirme toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dün saat 12.49'da Marmara Denizi'nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin, başta İstanbul olmak üzere Tekirdağ, Yalova, Bursa, Sakarya ve Balıkesir'de hissedildiğini, bu depremin ardından en büyüğü 5,9 olmak üzere, 266 artçı deprem meydana geldiğini, 4 ve üzeri artçı deprem sayısının ise 9 olduğunu belirtti.
Saha taramaları ve 112 Acil Çağrı Merkezi'ne gelen ihbarlara göre herhangi bir can kaybının yaşanmadığını, depremden kaynaklı yaralı vatandaşların da bulunmadığını dile getiren Yerlikaya, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne 16 bin 712 çağrının geldiğini, bunlardan 995'inin depremle ilgili acil yardım talebi olduğunu aktardı.
Bakan Yerlikaya, "AFAD tarafından İstanbul'a 650 personel ve 148 araç görevlendirildi. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız, akredite STK'lerimizle birlikte toplam 903 araç ve 11 bin 481 personel görevlendirildi" dedi.
Barınma ile ilgili 27 lojistik depo ve 54 cep deponun aktif hale getirildiğini bildiren Yerlikaya, İstanbul'da 51 bin vatandaşın camilerde, 50 bin vatandaşın okul, yurt ve sosyal tesislerde olmak üzere toplamda 101 bin vatandaşın barınma talebinin karşılandığını kaydetti.
"Olası riskler titizlikle değerlendirilmektedir"
Türk Kızılay koordinasyonunda 38 belediye ve STK'den, 36 ikram çadırı, 99'u ikram aracı olmak üzere, toplam 286 araç ile 1508 personel ve gönüllünün görev yaptığını vurgulayan Yerlikaya, 348 dağıtım noktasında 527 bini aşkın çorba, 16 bin ekmek, 400 binin üzerinde ikram malzemesi, 55 bin kumanya, 400 binin üzerinde sıcak soğuk içecek ve 500 binin üzerinde su dağıtıldığı bilgisini paylaştı.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, "Devletimiz tüm kurumlarıyla birlikte sahadadır. Vatandaşlarımızın huzuru ve güvenliği için gerekli tüm tedbirler alınmış, olası riskler titizlikle değerlendirilmektedir." açıklamasında bulundu.
AFAD Deprem Bilim Kurulu'nun dün yayımladığı açıklamayı anımsatan Yerlikaya, "Riskli olduğu düşünülen binalara girilmemesini, binası ile ilgili şüphesi olan vatandaşlarımızın 112 Çağrı Merkezi'ne bilgi vermelerini, olası artçı sarsıntılara karşı tedbiri elden bırakmamasını vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum" diye konuştu.
Vatandaşların, resmi kurumların açıklamalarını dikkate almalarını isteyen Yerlikaya, sosyal medya ve farklı mecralardan yayılan, teyitsiz bilgilere itibar edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Kurum: Şu ana kadar 7 binamız az hasarlı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, depremin ardından çoğunluğu İstanbul olmak üzere 1399 yapıya ilişkin ihbar aldıklarını ve ekiplerin hızlı bir şekilde inceleme yaptığını söyledi.
Binalarla ilgili son durumu paylaşan Kurum, "Şu ana kadar 7 binamız az hasarlı. Bunun dışında herhangi bir orta, ağır hasar söz konusu değil. Fatih ilçemizde metruk bir binamız yıkıldı. Onun da enkaz kaldırma çalışmaları bugün içinde tamamlanmış olacak. Bunun dışında, İstanbul'un 39 ilçesinde 963 mahallesinde saha çalışmalarına devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da 3 bin hasar tespit ekibinin gün içerisinde tedbiren okullar, yurtlar, cami ve hizmet binalarının içerisinde olduğu 28 bin 500 kamu binasına ilişkin hasar tespit çalışması yürüteceğini belirten Kurum, bunun dışında gelen hasar ihbarlarının da hassasiyetle takip edildiğini aktardı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte İstanbul'daki 36 Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yükseköğrenim yurtlarının taramalarını dün gece tamamladıklarını ve herhangi bir hasarın tespit edilmediğini bildiren Kurum, bugün de Sağlık Bakanlığı ile tüm hastaneleri tarayarak, sonuçları şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi.
"İstanbul'un artık tek gündemi deprem olmalıdır"
Son depremle birlikte başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin en büyük gerçeğinin deprem olduğunun bir kez daha görüldüğünü ifade eden Kurum, "Bugün ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 66'sı, nüfusu itibarıyla da baktığınızda yüzde 70'i deprem bölgelerinde yaşamaktadır. En son 6 Şubat 2023'te asrın felaketini hep birlikte yaşadık. Ama deprem geçtikten 3-5 gün sonra maalesef bu deprem gerçeğini unutuyor ve bu gerçek üzerinden hareket etmiyoruz " diye konuştu.
Bakan Kurum, sürekli "Riskli bina öldürür. Riskli binada yaşamayalım, gelin hep birlikte bu dönüşümü gerçekleştirelim" dediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 13 yıl önce Gaziosmanpaşa'da, "Bedeli ne olursa olsun dönüştüreceğiz" sloganıyla kentsel dönüşüm seferberliği başlattığını hatırlatan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu birçok siyasetçi söylemez. Yani bugüne kadar Türkiye'de kanunun bile olmadığı depremle mücadele noktasında bu kararlılığı ortaya koymak çok kıymetliydi. Biz de o seferberlik kapsamında çalışmalarımızı güçlü bir şekilde sürdürmeye gayret gösteriyoruz. Bugün İstanbul özelinde baktığımızda 1,5 milyon riskli yapı var. Hatta bunların yüzde 30'unun acilen dönüştürülmesi gereken binalar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu tablo karşısında asla kaybedecek vaktimiz yok. Bu dönüşüm göz ardı edilecek, ertelenecek bir durum değildir. Bu manada sorumluluk sahibi herkesin bilmesi gerekir ki İstanbul'un artık tek gündemi deprem olmalıdır."
"Yarısı bizden" kampanyasıyla 21 bin inşaat başladı
Bakan Kurum, bugüne kadar depreme yönelik yapılan çalışmaları anlatarak, TOKİ ile sağlam evler yapıp deprem riskine karşı önlemler aldıklarını belirtti.
Bilim insanlarının görüşleriyle süreçleri yürüttüklerini vurgulayan Kurum, şunları aktardı:
"Şu an İstanbul'da özel sektörümüzle birlikte 290 bin ev ve iş yerimizin dönüşümü devam etmektedir. Biz biliyoruz ki bu da yetmez. Daha kararlı olacağız. Hatırlayın, 2023 Mayıs ayında Sayın Cumhurbaşkanımız, İstanbul'un dönüşümü adına tarihi bir kampanyayı müjdeledi ve 'Yarısı bizden' dediğimiz kampanyamızı başlattık. Bu kampanya kapsamında da 41 bin konutumuzun görüşmeleri yürütülüyor, yani dönüşüm kapsamına alındı. 21 bininin de inşaatı sahada fiilen başladı. Devletimiz tüm imkan ve kabiliyetiyle, tüm gücüyle İstanbul'u depreme hazırlanmak için deyim yerindeyse İstanbul'umuzu, ülkemizi kurtarmak için canla başla tüm birimleriyle, bakanlıklarıyla çalışmaktadır."
"Bugünün ihmali yarının felaketi olur"
Kurum, herkesin dönüşüm için İstanbul'u kurtarma seferberliğine katılması, seferberlik için elinden geleni yapması gerektiğini söyledi. Dönüşümle ilgili olarak belediyelere de seslenen Kurum, "Milletimize ve özellikle deprem dönüşümünden doğrudan sorumlu olan belediyelerimize şunu ifade etmek istiyorum, İstanbul için her saniye değerli. Çünkü vakit daraldıkça daralıyor. İstanbul depremi bir milli güvenlik meselesidir. İstanbullu hemşerilerimiz hepimizden siyaseti politikayı bir yana bırakmayı ve acilen bu işe odaklanmasını beklemektedir. Hepimizden 16 milyon İstanbullunun canının ve geleceğinin söz konusu olduğu bir yerde siyasete ve polemiğe yer yoktur. Siyaseti bir yana bırakıp acilen bu işe odaklanmayı beklemektedir. 16 milyon İstanbullunun geleceğinin söz konusu olduğu bir yerde siyasete yer yoktur. Milyonlara karşı hep birlikte el ele vermenin zamanıdır. Bugünün ihmali yarının felaketi olur. Daha geç kalırsak da kaybımız çok daha büyük olur. Bu şehirde yaşamak ne kadar güzelse onu korumak, sağlamlaştırmak da o kadar kıymetli bir vazifedir. Tam aksine güçlü, sağlıklı bir şekilde İstanbul'da yaşamayı hak eden milyonlara karşı hep birlikte el ele vermenin zamanıdır."
Memişoğlu: 60 yaralı tedavi altında
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, birincil yaralanmanın olmadığı bir deprem yaşandığını anımsattı. Deprem sonrası panik nedeniyle kaçarken yaralanan kişilerin hastanelere başvurduğunu aktaran Memişoğlu, "Bu ikincil yaralanmalarla başvuran hastalarımız, halihazırda geç başvurular ve acil gözlemdeki tedavi görenlerle birlikte 60 hastamız bulunmakta. Bunların 55'i İstanbul'da, 1'i Sakarya, 2'si Yalova ve 2'si Tekirdağ'da olmak üzere bu hastalarımızın tedavileri devam etmekte. Genel sağlık durumları iyi, hayati tehlikeleri bulunmamakta" diye konuştu. Memişoğlu, depremin ardından vatandaşların çağrıları sonucu teyakkuza geçen sağlık personelini tebrik etti.
Vatandaşlara panik anlarında soğukkanlı davranmaları, bilinçli hareket etmeleri, deprem öncesinde ve depremde nasıl davranacakları konusunda bilinçli olmaları yönünde ricada bulunan Memişoğlu, şunları söyledi:
"Özellikle hem yapısal anlamda hem mantalite anlamında depreme hazırlıklı olması ve depremde nasıl hareket edeceğini, ne yapacağını bilmesi, ezberlemesi gerektiğini söylemek istiyorum. Aynı şekilde devletin bütün kurumları, bakanları, herkes el birliğiyle ve organize şekilde depremle ilgili bütün önlemleri, bütün hizmetleri verebildiğini gördük. Ama yine de büyük deprem olursa nasıl hareket edeceğimizi istişare ediyoruz ve neler yapılması gerektiğini toplumla beraber hareket ederek İstanbul'da bu riskin en minimize şekilde atılmasının çabası içindeyiz."
Bütün hastanelerde poliklinik, ameliyat dahil tüm hizmetlerin kesintisiz sürdüğünü vurgulayan Memişoğlu, hastanelerin fiziksel anlamda analizlerinin yeniden yapıldığını kaydetti.
"Depremlerle ilgili riski azaltmak için hep beraber çalışmamız gerekir"
Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde İstanbul'da 2002'den itibaren 41 büyük hastane yapıldığını, yaklaşık 12 sismik izolatörlü hastane bulunduğunu anlattı. Sismik izolatörlü hastanelerin depremden etkilenmeden hizmetlerini sürdürebilir yapılar olduğunu aktaran Memişoğlu, şöyle devam etti:
"Bunlar bizim afet planlarımızda depremle ilgili merkez noktalarımız. Sağlıkla ilgili hem insan gücümüz hem fiziki yapılarımız İstanbul'daki depreme her zaman hazır. Özellikle tatbikatlarla ve yeni afet planlarıyla hastane afet planlarıyla sağlık sistemimiz her türlü depreme hazır. Ancak toplumun ve yapıların da hazır olması gerekiyor. Bu nedenle ben hep birlikte İstanbul'da olabilecek depremlerle ilgili riski azaltmak için hep beraber çalışmamız, birlikte hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sağlık Bakanı olarak tüm gelişmeleri yakından takip ediyor, halkımızın sağlığı için her adımı atıyoruz."
Ala: Yanlış bilgiler, ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir
AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala da şu konuşmayı yaptı:
"Devletimizin bütün kurumları, bütün kapasitesiyle milletimizin yanındadır, sahadadır ve yapılması gereken her şey çok detaylı çalışılarak yapılmakta ve milletimizle buluşturulmaktadır."
Ala, emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Milletimizden istirhamımız, bakanlarımızın açıklamalarına itibar etmeleridir. Resmi açıklamaları, resmi kurumlarımızın açıklamalarını dikkate almalarıdır. Bunun dışındaki açıklamaları ve söylemleri dikkate almamaları çok önem arz etmektedir. Böyle zamanlarda doğru bilgiye erişmenin yolu budur. Dezenformasyon, yanlış bilgiler çok ciddi, olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Onun için zaman zaman ihtiyaç duyulduğunda belli aralıklarla bakanlarımız, resmi kurumlarımız, AFAD, vatandaşlarımızı bilgilendirmektedir ve bilgilendirmeye de devam edecektir. Takip edilmesi gereken husus budur."
Depremin, Türkiye'nin bir gerçeği olduğuna işaret eden Ala, "Biz de 22 yıldır gerçekten bu konuda ne zaman böyle büyük sorunla karşılaşsak devleti tam kapasite çalıştırma konusunda önemli bir tecrübeye ve birikime sahibiz. AFAD birimini de bizim dönemimizde kurduk ve bu koordinasyonu gerektiği gibi yapıyor, sağlıyor, bütün kurumlarımızın tam kapasiteyle milletimizin o andaki ihtiyacını karşılamaları için gerekli ortamı hazırlıyor. Bunun için de bütün paydaşlarıyla birlikte AFAD çalışanlarımıza da çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Bütün kurumlarımız el birliği içinde çalışmalarını sürdürüyor"
Bakanların sahada da çalışmalarına devam ettiğini dile getiren Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün kurumlarımız, yerel yönetimler, belediyeler, merkezi yönetim bu konuda el birliği içerisinde çalışmalarını sürdürüyor, sürdürecektir. Ama bundan sonraki çalışmalarda da aynı anlayış içerisinde tam bir mutabakatla ve işbirliğiyle bu sorunun Türkiye'nin gündeminden çıkarılacak biçimde çözüme kavuşturulması gerekir. Bu konuda da başta Sayın Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz tam bir kararlılık içerisindedir. Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Bu sorunun farkındalığını artırarak ama Sayın Bakanlarımızın da söylediği şekilde alınması gereken tedbirleri ertelemeyerek, zamanında yaparak, yerel yönetimler, merkezi yönetim, devlet, millet, işbirliği içerisinde sonuca ulaştırmaya çalışacağız."
Vatandaşın doğru bilgiye erişme hakkının olduğunu yineleyen ve doğru bilgilendirmenin kendi görevleri olduğuna dikkati çeken Ala, gazetecilere de doğru bilgileri aktardıkları için teşekkür etti.