ÖZGÜR ÖZEL: TEĞMENLERİN GELDİĞİ GÜN SİZ İHRAÇ OLACAKSINIZ
Türkiye'den Haberler
1 Şubat 2025 09:13

30 Ağustos'ta resmi mezuniyet töreninin sona ermesinin ardından alanda tekrar toplanarak kılıç çatan, Subay Andı okuyan ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atan teğmenler Ebru Eroğlu, Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş, Talip İzzet Akarsu ve Serhat Gündar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edildi. MSB, 3 disiplin amiri; Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk, Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu ve Alay Komutanı Yardımcısı Albay Alper Sarıçam'ın da "ayırma cezası" aldığını duyurdu. Disiplin amirlerinin üst rütbeli subaylar olmaları dikkati çekti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Atatürkçü Düşünce Derneği Prof. Dr. Muammer Aksoy'u Anma Töreni'nde konuştu. Özel, " İhraç edilen teğmenler bundan sonra kendilerini nerede görmek istiyorlarsa o görmek istedikleri görev başımızın üstündedir, teminatı biziz. O görev yapılacak ilk genel seçime kadar sürecek. O seçimden sonra bu beş teğmenimiz askerlik mesleğine dair hiçbir kayıpları olmaksızın şanlı üniformalarına ve görevlerine dönecekler. Benim siyasi hedeflerimden bir tanesi de şu olsun, buradan kayda geçiriyorum. Tayyip Erdoğan da duysun ama en çok da o ihraç kararlarına imza atanlar ve buna susanlar duysun ki, teğmenlerin geldiği gün siz ihraç olacaksınız" dedi.

Teğmenlerin TSK'dan ihracına tepki gösteren Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:

''Bugün Ekrem Başkanımız ifadeye gidiyordu bizi böleceklerini ayrı düşüreceklerini düşünenler avuçlarını yaladılar. Bugün 13 siyasi parti vardı Çağlayan'da. Yanyana gelmesi mümkün olmayan 13 parti bugün İstanbul'da bir aradaydı. Oraya giden bütün siyasetçilere bütün sivil toplum örgütlerine yürekten teşekkür ediyorum.

Akşam vakti olunca da hep birlikte yeniden öfkelendik. Böyle bir güne denk gelmesi bir yandan öfkemizi biraz daha çok bilemesi, kayda biraz daha net geçirmemiz açısından belki de iyidir. Ben o atfı da bilmiyordum. Şimdi öğrendim. Sağolsunlar. 'Ben kimin askeri olacaklar? Trikopis'in mi?' dediğimde Emre Kongar'dan övgü almak, atıf almak öyle kolay kolay nasip olacak bir şey değildir. Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Bugün; zaten geçmişte yapılan bir yemini, hatta yönetmeliklerini değiştirmediler diye bordo berelilerin halen yaptığı, bu sene de yaptığı o yemini 'Biz de etmek istiyoruz' deyip de 'Resmi törende edemezsiniz' deyince, resmi tören bittikten sonra eden, Atatürk'e bağlılıklarını ifade eden, orduya sadakatlerini ifade eden, bu millet için gözlerini kırpmadan ölebilecek kadar bu ülkeyi sevdiklerini ifade eden beş teğmenin…

Hele hele biri var ki, hiçbirini birbirinden ayırmak olmaz ama bu sene bu ordunun da bu milletin de Türkiye'deki bütün kadınların da gurur yılıydı. Çünkü kara, hava ve deniz harp okullarının birincisi tarih boyunca ilk kez üçünün de kadındı. Bugün aldıkları o korkunç kararla, o büyüyü de bozdular. O bir Cumhuriyet hikâyesinin vardığı en üst noktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin, harp okullarının üçünde birden üç kadın teğmen dönem birincisi oluyorsa neredeyse tam notlarla, sen onlardan birini; Kara Harp Okulu'nun birincisini ihraç ediyorsan, bu senin zaten Cumhuriyet'le bir gönül bağının olmadığı, Atatürk'le kurduğun ilişkinin sadece söylemsel olduğu ve bu milletin yüzde 99'unun yüreğinde olan birine laf söylemenin maliyetinden kaçındığın için dönüp en yakın silah arkadaşına laf uzattığını hepimizin bildiği bir süreçte bugün yapılan meseleyi şöyle şuraya koyuyorum.

Daha önce de söyledim, burada da bir kez daha kayda geçeceğim. Bir; o beş teğmenimize hukuki destek, hukuki destek. Çünkü bir idari yargı süreci olacak dönmeleri için. Devamında eğer kendilerini nerede görmek istiyorlarsa, o görmek istedikleri görev başımızın üstündedir, teminatı biziz. Ama kendilerini görev almak istedikleri yerde misafir kabul ediyoruz. Çünkü o görev yapılacak ilk genel seçime kadar sürecek. O genel seçimden sonra, bu beş teğmenimiz hiçbir maddi tarafını zaten önemsemezler ama maddi ve manevi özellikle askerlik mesleğine dair, hiçbir kayıpları olmaksızın şanlı üniformalarına ve görevlerine, arkadaşlarının yanına dönecekler. Ben kendime dair bir siyasi kariyer hedefi hiç tarif etmiyorum, bunu bilenler biliyor.

Bunu da Recep Tayyip Erdoğan da duysun ama en çok da o ihraç kararlarına imza atanlarla, buna susanlar duysun ki; teğmenlerin geldiği gün siz ihraç olacaksınız. Bunu Soma davasında öldürdükleri kişi başına 4.5 gün yatıp salıverilenler çıkıp, neredeyse ölenlerin suçlu bulunduğu gün önünde konuşmuştum. Odamda o konuşmanın resmi var. Resmi çerçeveleyen evladımız da 33 yaşında geçen ay öldü, cenazesine gittim. Bu kadar çok acı çeken bir ülke, bir parti olmaz yani bu kadarı. Ama orada söylemiştim, burada bir daha söylüyorum. Soma'nın da Akbelen'in de teğmenlerin de hesabı sorulacak. And olsun, and olsun, and olsun."