İMAMOĞLU: SAYIN BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISINI OLDUKÇA ÖNEMLİ BULUYORUM
Türkiye'den Haberler
16 Nisan 2025 19:35

Tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni bir açıklama yayımlayarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son çağrısını önemli bulduğunu söyledi. Yargı süreçlerinin adil şekilde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, Türkiye'nin asıl beka meselelerinin adalet, ekonomi ve güvenlik olduğunu belirtti. İmamoğlu, "Kriz, kaos ve karmaşayı tercih eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır" dedi.

Silivri Cezaevi'nde tutulan İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, yeni bir açıklama yayımladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin iki gün önce yaptığı açıklamaya atıfta bulunan İmamoğlu, "Sn. Devlet Bahçeli'nin çalışma arkadaşlarımla birlikte maruz kaldığımız yargı süreciyle ilgili tespitlerini ve çağrısını oldukça önemli buluyorum" dedi. Protestoların değil, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlarının kaos ve karmaşaya yol açtığını belirten İmamoğlu, yargı süreçlerinin adil şekilde yürütülmesi çağrısı yaptı.

İmamoğlu'nun açıklaması şöyle:

"Ülkemize ve milletimize hizmet etme gayretiyle yola çıkan ben ve çalışma arkadaşlarımın mübarek Ramazan ayında, bir sahur vakti evlerimize yapılan şafak operasyonlarıyla gözaltına alınıp, tutuklanmamız müşfik vicdanda kabul görmemiştir. Aziz milletimiz verdiği sarih, sahici, güçlü ve halkî tepkiyle demokrasiye ve iradesine ne kadar bağlı olduğunu hamdolsun bir kez daha göstermiştir.

Demokrasiye yapılan bu müdahaleye karşı milletimizin verdiği güçlü tepki kendi iradesine sahip çıkmanın yanı sıra, ülkemizde giderek artan antidemokratik uygulamalara, yıpranmış adalet sistemimize, milletimizin geleceğini ve gençlerimizin umutlarını karartan ekonomik çöküşe karşı haklı bir feryattır.

'KAOS VE KARMAŞAYI TERCİH EDEN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DIR'
Bizlerin tutuklanmasına karşı milletimizin gerçekleştirdiği şiddetten uzak, her yerde Türk bayraklarının dalgalandığı ve özünde vatan sevgisi olan protestolar, asla ülkemizin yaşadığı kriz, kaos ve karmaşanın sebebi değildir. Bugün Türkiye'ye yaşatılan kriz, kaos ve karmaşanın asıl sebebi yargı eliyle yapılmaya çalışılan darbe girişimidir. Kriz, kaos ve karmaşayı tercih eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır.

Yargı eliyle yapılan bu siyasi operasyon; hukuk sistemine güveni zaten zayıf olan milletimizin adalete inancını daha çok sarsmış, kadim değerlerimizin ve kurumlarımızın daha da çürümesine yol açmıştır. Seçilmiş siyasetçilere karşı şafak vaktinde gerçekleştirilen, hepimizin kutsal bildiği aile düzenini yok sayan uygulamalar ve 35 yıllık diplomanın iptal edilmesine bile varan açık hukuksuzluklar millet vicdanında ağır hasara neden olmuştur. Ülkemize yaşatılan bu krizin onarılması, milletimizin iradesinin daha fazla saygısızlığa maruz kalmaması ve yargı süreçlerinin gerçek manada siyasetten uzak ve adil biçimde ilerlemesi, ülkemizin geleceği ve milletimizin vicdanı adına elzemdir.

'BAHÇELİ'NİN OLDUKÇA ÖNEMLİ BULUYORUM'
Adalet sistemimizin yoğun bir biçimde tartışıldığı ve yargıya olan güvensizliğin had safhaya ulaştığı bugünlerde, MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli'nin çalışma arkadaşlarımla birlikte maruz kaldığımız yargı süreciyle ilgili tespitlerini ve çağrısını oldukça önemli buluyorum.

Cumhuriyetimizin yeni yüzyılı milletimizi ayrıştıran ve birliğimizi bozan bu manzara ile değil; içeride terörsüz Türkiye ümidi, dışarıda ise ülkemizin birliğini tehdit eden odaklara karşı mücadele azmi ve gayretiyle girmemiz bir tercih değil açık bir zarurettir. Bölgemiz bir ateş çemberine dönüşmüş, dünya siyasetinde en yıllardır görülmemiş bir paradigma değişimi yaşanırken, küresel iktisadi sistemin kuralları yeniden yazılırken Türkiye'nin birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde tahkim olmasından daha önemli bir meselesi yoktur.

Sn. Bahçeli'nin açıklaması vesilesi ile şunu vurgulamak isterim; Türkiye'nin ekonomi, güvenlik ve adalet gibi ağır beka meseleleri vardır. Beka meselesi olmayan bir Türkiye'ye ulaşmanın yolu ise devleti güçlü ve etkin, milleti müreffeh, yargıyı adil kılmaktan geçmektedir. Toplumun temel haklarına dair bile endişe içinde olduğu, sisteme güvenini neredeyse tamamen kaybettiği bir yerde güçten, refahtan ve adaletten bahsetmek söz konusu dahi olamaz.

Güçlü, müreffeh ve adil bir Türkiye'ye ulaşmak için "hak yemem, hakkımı da yedirmem" düsturuyla milletimizin hakkını gözeterek zorlu ve uzun bir yola çıktık. Bu yolda bedel de ödesek, cefa da çeksek, milletimizle mücadele edeceğimizden kimsenin en ufak şüphesi olmamalıdır.

Hep birlikte hiç kimsenin aracı olmadan demokratik ve adil bir ülke olmadan, istikrar da ilerleme de refah da sağlanamayacaktır. Bizim en büyük isteğimiz, umut ve gayretimiz; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit muamele gördüğü hak ettiğini refah ve adalete kavuşması içindir.

En derin saygı ve sevgilerimle arz ederim."